Skip to content

Kayseri Ve İstanbul’da Yaşayan Uygur Çocukların Eğitim Sorunları Ve Çözüm Önerisi

Kayseri Ve İstanbul’da Yaşayan Uygur Çocukların Eğitim Sorunları Ve Çözüm Önerisi

Çin devletinin son yıllarda artan akıl almaz zülüm ve baskısından kurtulmak için 2014 yılından biri Türkiye’ye göç eden Uygurlar devlet tarafından Kayseri’ye yerleştirilmiştir. Kendi imkanlarıyla yaşamayı tercih eden Uygurlar ise İstanbul’un Zeytinburnu, Selimpaşa, Beylikdüzü ve sefaköy’de ikamet etmektedir.

Merkezi Kayseri şehrinde bulunan Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma derneğinin statik ettiği rakamlara göre kayseri şehrinde tahminen 3000 civarında, İstanbul’da ise 10000 civarında Uygur Türkleri yaşamaktadır. İstanbul’daki Uygurların ikamet meselesi tam çözülmese de Kayseri’deki Uygurların çoğu insani ikamet ile diğer az saydaki Uygurlar ise turist ikameti ile yaşamanı devam ettirmektedir. Gerçi Uygurların yerleşim ve oturum izni sorunları devlet tarafından kısmen çözüme kavuşmuşsa da, sırada onlarla karşılaşan kültürel, ekonomik, sosyal, eğitim, sağlık gibi toplumsal sorunları bir an önce acil çözüme kavuşturulması gereken meseleler olarak devletin yardımına ihtiyaç duymaktadır. Tüm bu problemler içinde en göz çarpıcı olan sorunların önde Türkiye devletinin ve Uygurların geleceği ile yakından ilişkin olan çocukların eğitim sorunları yer almaktadır.

Uygur çocuklarının karşılaştığı eğitim sorunları

1. Çocukların devlet okuluna gitmemesi

Kayseri’deki Uygur Türkleri çocuklarının eğitim konusunda karşılaştı en önemli sorunlarının başında, Okul çağına gelmiş çocukların okula gidememe yâda gönderilememesi gelmektedir. içinde122 kız, 159 erkek olmak üzere toplam 281 okul çağındaki çocukları bulunmaktadır.  Okula gitmeyen yâda veliler tarafından okula gönderilmeyen çocukların sayısı 75 civarındadır. Bu rakam toplam çocuk sayısının26.7% sini teşkil etmektedir. Resmi eğitimden uzak tutulan bu çocuklar, ailelerinin bulunduğu sitelerde açılan gayrı resmi Kur’an kurslarında dini eğitim almaktadır. İstanbul’daki okul çağı Uygur çocuklarının sayısını tam almak pek mümkün olmadı ama sadece Sefaköy’de 100 civarında çocukların bulunduğu ve bunların bir kısmının kimsesiz çocuklar olduğu tespit edilmiştir. Edinilen bilgi ve gözlemlerimize göre, okula gitmek istemeyen çocukların velileri yâda çocukların kendileri devlet okullarında seküler eğitim verildiği düşüncesiyle okula giderse dinsiz bir fert olarak yetiştirilmekten endişe ettikleri için resmi okulları kesinlikle tercih etmedikleri bilinmektedir. Diğer nedenler ise çocukların ikametinin olmaması ve gayri resmi Kur’an kursu açmış Uygur hocaların veliler ile ortak düşüncede medrese eğitimini o bölgelerde devam ettirmeleri ile ilişkindir. Bunların yanı sıra kimsesiz çocukların olması ve velilerinin okula göndermemesi de bu sayıyı arttırmaktadır.

Güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgi ye göre, İstanbul’daki bu gayrı resmi Kur’an kurslarında, Türkiye Diyanet Başkanlığı tarafından onaylanan ve düzenlenen dini eğitim müfredatları değil Yemen ve Suudi Arabistan gibi Müslüman ülkelerdeki kuran kurslarında okutulan dini eğitim müfredatları okutulmaktadır. Türkiye’nin İlahiyat fakültelerinde eğitim alan okumuş Uygur aydınları ve ileri görüşlü Uygurlar bu Kur’an kurslarında okutulan müfredatın gelecekte Uygurlar arasında aşırılığın, radikalizmin baş göstermesine neden olabileceğinden ciddi şekilde kaygılanmaktadır. Kısacası, Uygur çocukların okula gitmemelerine,  ateizm ve seküler eğitime maruz kalmaktan endişe etmeleri, oturum belgelerin olmaması ve modern eğitimin önemini anlayamamaları gibi birçok etken neden olmaktadır.

1.1. Kimsesiz çocuklarının eğitim meselesi

Kayseri’deki 281 okul çağı çocuklar içinde 52 kimsesiz çocuk bulunmaktadır ve bu toplam sayının18.5% i teşkil etmektedir. Bunlar ailenin sevgi, şefkat, terbiye ve gözetmenliğinden mahrum yaşamaktadır. Küçük yaştaki bu çocukların çok az bir kısmı veliler tarafından evlatlık edilse de çoğu devletin imkan sağladığı evlerde beraber kalmaktadır. Evdeki sahipsizlik ve düzensizlik çocuklardaki psikolojik bozukluğuna yol açmaktadır ve hırsızlık gibi kötü alışkanlıklara neden olmaktadır.

2016 yılında Kayseri’de medyaya yansıyan  3 Uygur çocuğun evlatlık eden aile velileri tarafından uygulanan şiddetten dolayı kayıp olma haberi yukardaki görüşlerimizi kuvvetlendiriyor. Edinen araştırmalara göre Zeytinburnu ve Sefaköy’deki 200 den fazla kimsesiz çocuklara hamilik etmektedir.

1.2. Velilerden kaynaklanan sorunlar

Sadece Kayseri’deki araştırmalarımıza katılan 188 veli içinde ilk ilkokul eğitim düzeyinde olan 150 kişi, ortaokul ve lise mezunu 38 kişi bulunmaktadır. Yani 80% velinin eğitim düzeyi düşük ve eğitimin önemine olan bakışı çok zayıf. Bu velilerin çocukların dersine yardım etme ihtimali çok düşük. Üstelik bu velilerin çoğu Türkçe bilmiyor ya da bilse de çok az biliyor.

1.3. Çocukların ana dil eğitiminden mahrum kalması

Kayseri ve İstanbul’daki eğitim görecek olan Uygur çocukların gelecekte Doğu Türkistan ve Türkiye Cumhuriyeti için daha iyi hizmet edebilmesi için ana dili olan Uygurcayı iyi derecede bilmesi çok büyük bir avantaj ve kaçınılmazlıktır. Üstelik Türk lehçelerinin ana dallarından biri olan Uygurcanın korunması da Türkiye ve Uygurlar için çok büyük hayati önem taşıyor.

 

Çözüm önerileri

 

Yukarıda belirtilen sorunların çözümü noktasında, Aşağıda ifade edilen birkaç önerilerin faydalı olabileceğini düşünüyoruz.

2.1 İlk olarak, Türkiye devletinin resmi dairlerinin desteği ile Okul çağındaki Uygur çocukların zorunlu olarak okula kayıt yaptırılması, oturum belgelerinin çözüme kavuşturulması, okul yaşını doldurmuş ama okula gitmeyenlerin maddi ve manevi destek verilerek okula gönderilmesi.

2.2 Çocukların Türkiye Türkçesini bilmemelerinden kaynaklanan okuldaki devamsızlık, başarısızlık ve uyumsuzluk gibi sorunlara çözüm bulmak için Etüt merkezi kurarak hem Uygur Türkçesine hem de Türkiye Türkçesine hâkim olan öğretmenlerin çocukların ders çalışmalarına, Türkçe öğrenmelerine ve psikolojik rehberlik desteği almalarına yardımcı olmalarını sağlamak.

2.3 . Velilerin, Türkiye’deki okulların çocukları dinden uzaklaştırma endişe etmeleri,  onların eğitim düzeyinin düşük olması ve Türkiye hakkında fazla bilgi sahibi olmamasından kaynaklanmıştır. Bu gibi sorunların ortadan kalkması için, onlara Türkiye’deki halka yâda kamuya açık eğitim kurumların çeşitli programlarından yararlanmalarına yardım edilmesi, Türkçe kursların düzenlenmesi, meslek eğitim kurumlarına gönderilerek Türkiye toplumu ile bütünleşmesi için uygulanabilir projelerin geliştirilmesi.

2.4 Yetim ve öksüz çocukların her türlü sorunlarının çözülmesi için Uygur yetiştirme yurdunun kurulması. Yetim-öksüz çocuklar belli aralıklarda iyiliksever ve gönüllü Uygur ailelerine gönderilerek, onların memleket hasretinin giderilmesine, ayrıca onların kendi ana dilini yaşatmak ve korumak şartıyla onların topluma hızlı bir şekilde uyum sağlamalarına yardımcı olmak.

2.5  Anadil’ini, yani Uygur Türkçesini unutmamaları için, bu çocuklara, mahsus Uygur Türkçesinde eğitim veren etüt merkezlerinde Anadil eğitimi vermek, Uygur Türkçesinde yayınlanan çeşitli eserler dergilerden oluşan kütüphane tesis etmek, Uygur kültür etkinlikleri düzenlemek, Uygurlar için çeşitli olimpik yarışmaları düzenleyerek Kayseri’yi Türkiye’deki Uygurlar hatta dünya genelindeki Uygurların cazibe merkezine dönüştürmek.